“Yıkılmış yuvama kaldırıyorum kadehimi.
Kin, öfke dolu hayatıma.
Yalnızlığına ikimizin, Ve sana kaldırıyorum.
Yalanına bana ihanet eden dudaklarımın, Gözlerindeki ölü soğukluğuna.
Hayatın bu kadar acımasız, kaba oluşuna, Ve kurtarmamasına bizi Tanrı’nın.”24 Kadehini masaya bırakıp elinin tersiyle gözyaşlarını sildi.
“Anna Ahmatova,” diye fısıldadı. “Sanırım bu şiiri ikimiz için yazmış.” Durmuştum, akıntısını kesen bir nehir, rüzgârı dinen bir tepe gibi. Anna Ahmatova’nın satırlarının bizim kaderimizde bir yer etmesine saygı duymuştum. Satırlar da yazgı gibi tesadüf değildi. Birtakım insanların yaşamlarına adanmıştı.
Tıpkı Anna’nın bizim yazgımızı gördüğü gibi.
Bilmiyorum, yaşamakta mısın öldün mü?
Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni?
Yoksa akşamın yaslı karanlığında, Bir ölüyü mü düşünmeli?
Melankoli- Tuba Arık
Kin, öfke dolu hayatıma.
Yalnızlığına ikimizin, Ve sana kaldırıyorum.
Yalanına bana ihanet eden dudaklarımın, Gözlerindeki ölü soğukluğuna.
Hayatın bu kadar acımasız, kaba oluşuna, Ve kurtarmamasına bizi Tanrı’nın.”24 Kadehini masaya bırakıp elinin tersiyle gözyaşlarını sildi.
“Anna Ahmatova,” diye fısıldadı. “Sanırım bu şiiri ikimiz için yazmış.” Durmuştum, akıntısını kesen bir nehir, rüzgârı dinen bir tepe gibi. Anna Ahmatova’nın satırlarının bizim kaderimizde bir yer etmesine saygı duymuştum. Satırlar da yazgı gibi tesadüf değildi. Birtakım insanların yaşamlarına adanmıştı.
Tıpkı Anna’nın bizim yazgımızı gördüğü gibi.
Bilmiyorum, yaşamakta mısın öldün mü?
Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni?
Yoksa akşamın yaslı karanlığında, Bir ölüyü mü düşünmeli?
Melankoli- Tuba Arık